24 Aralık 2012 Pazartesi

Aşık-lık...



                                           "Aşık-lık"...
Herkesin, yüreğinden çok dilinde... Ve cins ayırt etmeksizin,cümle-i alemde...

Ne yazık ki artık bayanlarda kendilerini, 'aşıklık makamı' nın sahibeleri olarak görürüyorlar.
Oysa onlar fıtrat üzere 'masukluk makamı'nda yaratılmışlardı, edep ise en çok onlara yakıştığından hiç bir zaman aşkları maşukluklarının önüne geçememişti... Onların makamını maşukluk eylemisti; maşukluk makaminin asıl sahibi. Bu yüzden onlar sevmekten çok sevilmeyi,sahiplenmekten ziyade sahiplenilmeyi dilerlerdi.


Tabi eskidendi...


Erlerin makamı ise aşıklıktı. Er meydanında, aşıklıklarıydı onlari üstün kılan...Aşkları ile birlikte sahiplenme güdülerine maruzdular. Bu yüzdende onlar sevmeyi,sahiplenmeyi dileyen tarafta idiler.


"Erkek seveyim kadin sevileyimdi"


Buradan elbetteki bayanlarin muhabbetsiz olduklari zannedilmemelidir.Aşk muhakkak cinsiyet içermez. Eğer mevzu aşk ise... Kadın aşık olamaz mı? Pek tabi olur.(aşığına) Olmuşturda ancak güdüleri onu Mecnun edemez. Edebi, onu aşkın içerisinde Leyla eder de seda edemez...İşin özünde aşık ile maşuk zaten ayırt edilemez...

Ancak dişi bir birey sahip olma iç güdüsüne sahip değildir. Bu sebeplede aşık olduğu kisiyi sahiplenmek,elde etmek,ona ulaşmak gibi bir güdü ile desteklenemez.


Hadisdeki gibi 'innemen nisau şakayıkur rical' yani şüphesiz ki kadın erkeğinin gelincik çiçeğiydi. Hassas. Kırılgandı. Narindi. Aynı bir şakayık gibiydi...Peki aşıklar kırılgan olurlar mıydı? Tabağına yemek koymayan Leyla'sına kırılmış mıydı Mecnun? İşte bunlar üzerine biz Mecnuna aşık demiştik... 
Bu yaradiliştaki muntazam bir ahenkti.

Yapılan psikoanalizler bunları gösterirken; çağımız bayanları, bunu da bir aşağılanma,azımsanma yada bir eksiklik gibi görüp, bu alanda da bir başkaldiri,bir ispat durumuna getirdi kendini... Artik talip olan kişi bayan oluyor. Cevap hakkı ise beylerde...
Alt üst olan bir denge ve rol değişmesi var toplumda.Artık bayanlar aşiklik makamını kolluyor, erkekler ise maşukluk makamında kendini korumaya çalışıyor.
Ne bayanların yüzü kızarıyor ne de erkeklerin. Bayan talepkâr olmaktan çekinmiyor erkek ise bu çekinmezlikten çekinmiyor! En anlaşılması güç olan da; erkeklerin bu cüretkârlıktan nasıl endişelenmedikleri kısmı...
Eskiden bu cürretkâtlıktan endiselenip kız kardesini ablukaya alan abiler vardi. Simdi ise erkek kardeslerini korumaya calisan ablalar var...
Hasılı, er olan aşık ile maşuk kalan han az kaldı...

2 yorum: